Kenar

Deniz ve Beliz Cengiz’in Hikayesi

image Sevgili Deniz Cengiz ile ilk tanıştığımızda çaresiz, kafası karışık, yorgun ve umutsuz bir anneydi. Ama kısa süre içinde inanılmaz bir değişim ile yaşadığı sürece hakim, kendine güvenen ve hepsinden öte umut dolu bir anne oldu. Kendisine bu değişimi başarıp bana bu blogta anne hikayelerini toplama fikrini verdiği için çok teşekkür ederim. O ve onun gibi anneler beni bu bloğu yazmaya ve bildiklerimi paylaşarak değişim yaratamaya teşvik eden en önemli etken oldu. Sevgili Beliz’in bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyorum…

AA: Kısaca bize kendinizi tanıtır mısınız?
DC: Merhaba ben Deniz Cengiz, 30 yaşındayım. Akdeniz Üniversitesi Maliye bölümünden mezun olduktan sonra özel bir bankada çalışmaya başladım. Kızımı kendim büyütmek istediğimden işimden ayrıldım.

AA: Kaç yaşında, kaç çocuğunuz var?
DC: 2 yaşında, Beliz adında bir kızım var.

AA: Çocuğunuzdaki gıda alerjisi belirtilerini ilk ne zaman fark ettiniz?
DC: Kızımın alerjisi olduğunu 15 günlükken çocuk doktorumuz tarafından öğrendik. 5 aylıkken kanlı kakayla alerjimiz kesinleşmiş oldu.

AA: Teşhis koyulana kadar nasıl bir süreç geçirdiniz?
DC: Kızım epidural sezeryanla dünyaya geldi ve ilk gün sütümün yetersiz gelmesi sebebiyle hastanede inek sütü bazlı formul mama ile beslendi. Eve gittiğimizde de önce anne sütü, doymazsa mama ile takviye yapmaya devam etmemiz söylendi. Biz de söylenini yapıp 3 gün daha mama takviyesi yaptık fakat kızımda belirgin bir rahatsızlık gözlemlemedik. Ben sütümün gelmesiyle mamayı tamamen kesmek istedim ve yola tamamen anne sütü ile devam ettik. İlk 15 gün boyunca hiçbir sıkıntı yaşamadık, emip uyuyan bir bebekti. 15.gün aniden ağlama krizleri başladı, hiçbir şekilde susturamıyorduk. Doktorumuz sakin olmamızı ve kolik sancıları yaşadığını, 3 aya kadar normal olduğunu söyledi. İlerleyen günlerde ağlama krizlerine kusmalarımız ve ishalimiz de eklendi. Tekrar çocuk doktorumuza muayneye gittik ve inek sütü alerjisi olabileceğini, benim inek sütü ürünleri diyeti yapmamı söyledi.

AA: Teşhis koyulduktan sonra nasıl bir yol izlediniz?
DC: Süt alerjisi bizim için çok yabancı, anlam veremediğimiz bir durumdu. Hemen internetten araştırmaya başladık. Ben diyete başladım ama içimden bir türlü kabullenemiyor, inanmak istemiyordum. Doktorumuz diyeti en az 3 hafta yapmam gerektiğini ancak bu sürede vücuttan inek sütü proteininin arındığını söylüyordu. Fakat diyetine rağmen kızımın ağlama krizleri bitmiyor, hatta giderek artıyordu. Çocuk doktorumuza bunu her söylediğimde dikkat etmemişsindir, kaçak olmuştur diyordu ki ben neredeyse aç yaşıyordum. Bu durum kızım 5 aylık olana kadar devam etti. Sürekli ağlayan, 15 dakikada bir uyanan, her emdiğini kusan, inanılmaz gazlı bir bebek vardı ortada ve ben çok kısıtlı beslenmeme rağmen yol alamıyorduk. Çevremdeki herkes beni eleştiriyor, bir şeyi yok çocuğun öyle şey mi olurmuş yaklaşımında sütün gaz yapıyordur diyordu. Sonunda 5.ayımızda kızımın kakasında süt ürünleri diyeti yapmama rağmen kanla karşılaşmıştım. Yine panikle çocuk doktorumuzu aradığımda yine aldığım cevap öncekilerin aynıydı, “Kaçak yapıyorsundur annesi!”diyor ve ekliyordu senin çocuğunun ciddi bir alerjisi yok öyle olsa bu kadar güzel kilo alamazdı. Telefonu kapatıyordum ama aldığım cevaplar yetmiyordu bir terslik vardı. Ama o kadar yorgun, uykusuz ve açtım ki düşünemiyordum bile. Beliz 5,5 aylıkken eşimin işi nedeniyle Ankara’ya gitmemiz gerekti. Ankara’da kızımın şikayetleri tavan yapmıştı. Artık neredeyse hiç uyumuyor, 24 saat ağlıyor, kusuyor ve ishaldi. Ankara’da bize yakın Bayındır Hastanesi’nde Pediatrik Gastro bölümüne gittik. Doktor kızımın çok ciddi şekilde reflü yaşadığını, ayrıca makatında çatlak olduğunu söyledi. Yaptığım diyete rağmen bu şekilde olmasının nedenini başka gıdalara da alerjisi olduğu şeklinde açıkladı. Sadece patates, zeytin ve elma yemeye başlamıştım. Bu arada kızıma 3 ayrı reflü ilacı kullanmaya başladık ve makatı için de ayrı bir tedavi uyguluyorduk. 1 hafta sonra tekrar kontrole gittiğimizde bana Neocate mamadan bahsetti ve rapor yazdı. Ancak ben anne sütünü kesmek istemiyordum. Bir süre daha anne sütüyle devam ettik ancak katı diyete rağmen hiç bir rahatlama sağlayamıyorduk. Sonunda anne sütünü kesip Neocate vermeye başladık. Yaklaşık 2 hafta içinde sihir gibi bütün şikayetlerimiz gerilemiş kızım büyük ölçüde rahatlamıştı. Ancak 6.ayla birlikte ek gıdalara başlamamızla kabus geri dönmüştü. Ne denersem deneyeyim kızım tepki veriyordu. 1 yaşına kadar 38 farklı gıda denemiştim ama hepsine tepki veriyordu. Çocuk Doktorumuz vermeye devam etmemi kesmememi söylüyordu. Ama ben doğru olmadığını düşünüyor, her tepkide kesip sadece Neocate veriyordum. 6.ayda ve 13.ayda kanda alerji testlerimiz yapıldı, negatif çıktı. 13.ayda yapılan deri testinde yumurta akına ve tavuğa alerjisi çıktı. Akdeniz Üniversite’sinin Çocuk gastro profosörüne gitmeye başladık. Kızımın geçmeyen gaz sancıları ve reflüsünden dolayı rektal biyopsi yapılmasını istedi. Bağırsaktan alınan parçanın patolojiden çıkan sonucu proktokolit oldu. Peki proktokolit neydi, şimdi ne yapmalıydık cevap yoktu. Aldığımız cevap çocuğunuzun gelişimi çok iyi, büyük tepkiler vermiyor, gıdaları vermeye devam edin. Peki ne verelim, ne kadar verelim, hangi noktada keselim cevap yoktu. Önemli de değildi. Gastro hocasının kızıma koyduğu son teşhis fusiness (alıngan) olmuştu! Yaptığım araştırmalar sonucu proktokolitin alerjiye bağlı bağırsakta oluşmuş iltihap olduğunu öğrendim. Endişe ve korkularım ikiye katlanmıştı. Bu arada kızım 13 aylık olmuştu ve Neocate dışında sıkıntısız tüketebildiği hiçbir besin yoktu. Bu defa Akdeniz Üniversite’sinin Çocuk Alerji Profosörüne gitmeye karar verdim. Test sonuçlarımızı inceleyip, kızımı muayene ettikten sonra bana denememi istediği 3 gıdayı yazmıştı. Bu defa umutlanmıştım. Sıfırdan bu gıdaları denemeye başladım, sonuç yine uykusuz geceler, artan reflü, ağlama krizleriydi. Fakat bu doktor da bu tepkilerin önemli olmadığını hatta gerekirse astım olsun, onun bir ilacı var ama gıdasız kalamaz diyordu! Ama gıdalar alerjense vücuduna nasıl yarayacak dediğimde de azarlanıyor, alay ediliyordum. Kızım 19 aylık olmuştu ve hala tüketebildiği tek bir besin bile yoktu. Bana göre ciddi bir çoklu besin alerjisi yaşıyorduk ama çevremdeki herkes, doktorlar dahi inanmıyordu. Uykusuz internetin başında geçen gecelerden birinde Facebook’ta süt proteini alerjisi grubuna rastladım. İşte bizim miladımız o gün oldu. Yaşadığımız sıkıntıları paylaşmamla beraber benim gibi bu durumu yaşayan anneler bana yardım ediyordu. Özellikle bunlardan bir tanesi Özlem Ceylan’nın bize katkılarını inkar edemem. Bizi diğer bütün alerjili anneleri kurtaran, vicdanlı, sağduyulu ve kuşkusuz alerji konusuna inanılmaz hakim Prof.Dr.Fügen Çullu Çokuğraş’la karşılaştırdı. Kızımın tedavisini 19 aylıktan itibaren Fügen hoca yapıyor. Kendisine gittiğimizde bizi detaylı şekilde muayene edip tüm hikayemizi dikkatle dinledi ve ilk defa beni anlayan çocuğumun yaşadıklarımı anlayan bir doktora rastlamıştım. Bu hastalığın tek ilacı olan doğru diyet programını ve miktarını planlayıp bütün süreci gerek kaka resimleriyle, gerek maille aylar boyu kilometrelerce öteden götürdü. Bugün kızım Fügen hoca sayesinde patates, kabak ve zeytinyağını sıkıntısız tüketebiliyor ve yeni gıda denemelerimizi yine hocamın desteğiyle götürüyoruz. Bu bizim için büyük bir mucize gibiydi. Her ne kadar reflü belamız henüz bitmemiş de olsa, artık ondan bir adım öndeyiz.

AA: Bu süreçte sizi en çok zorlayan etken ne oldu?
DC: Bu süreçte beni en çok zorlayan kızımın reflüsü oldu. Alerjen gıda tüketmesek bile reflümüzü tetikleyen herhangi bir şey olduğunda (örneğin yolculuk) kızım saatler süren karın ağrıları yaşıyor, mama alımı çok zor ve uzun sürüyor.

AA: Size bu süreçte en çok destek veren kişi kim oldu?
DC: Bu süreçte yine en büyük destekçim eşim oldu. Bütün hayatımızı Beliz’in reflüsü üzerine yaşıyoruz. Bu konuda da yine en büyük yardımı eşimden görüyorum. Ayrıca yorgun olduğum bir çok gece Beliz’le ilgilenip uyumama imkan tanımasının da çok yardımı oldu.

AA: Zamanı geri çevirebilme şansınız olsaydı alerji ile mücadelenizde neyi yapmak ya da yapmamak isterdiniz?
DC: Zamanı geri çevirebilseydim, reflüsü olan bebeğimi asla sallayarak uyutmazdım ki her yatırmaya kalktığımda çığlık çığlığa ağlayan hali hala gözümün önünden gitmez. Ayrıca yatarak beslemezdim, beslenme sonrası hemen uyutmazdım. Tüm bunlar bugün alerjiden bağımsız kızımı reflü hastası yaptı. Gıdaları denerken çok az miktarlarda çok yavaş dener, acele etmezdim, tek tek giderdim. Baştan itibaren bir günce tutardım.

AA: Çocuğunuza alerjisini nasıl anlattınız? Bazı gıdaları yiyememesini nasıl açıkladınız?
DC: Kızım kelimeleri henüz telaffuz etmeye başladığından ve neredeyse birçok besine alerjisi olduğundan ona alerjisi olduğundan hiç bahsetmedim. Biz yemek yemeden önce onun karnını doyurmuş oluyorum, bu şekilde herhangi bir istekte bulunmuyor. Bunun dışında önünde oturup herhangi bir şey atıştırmıyoruz.

AA: Alerji ile yeni tanışan annelere neler önerirsiniz?
DC: Alerji ile yeni tanışan annelere öncelikle kendilerini ve çocuğun şikayetlerini anlayabilen bir doktor bulmalarını tavsiye ederim. Alerji çok uzun bir yol ve bu yolculuk tek başına yapılamayacak kadar karmaşık, zor ve riskli. İşlerin yolunda gitmediğini hissettikleri zaman başkalarının söylediklerine aldırmadan nedenini bulana dek çabalamalarını öneririm. Ne olursa olsun alerjen gıdaları evde tek başına denememelerini öneririm.

AA: Ülkemizde gıda alerjisinin daha iyi tanınması ve geniş kitlelerce anlayış gösterilmesi için sizce neler yapılmalı?
DC: Ülkemizde maalesef alerji doktorlar tarafından bile yeterince araştırılıp, ciddiye alınmıyor. Bu nedenle bence gıda alerjisi adı altında yardımlaşma dernekleri kurulmalı ve buralarda doktorlarımız ve gönüllü danışmanlar bulunmalı. Okullarda özellikle alerji hakkında öğretmen ve öğrenciler bilinçlendirilmeli. İnsanlar dışarda gördükleri çocuklara kafalarına göre yiyecek vermekten vazgeçmeli. Ayrıca yenidoğan birçok bebeğe inek sütü bazlı mama takviyesi gerekmedikçe yapılmamalı anne sütü teşvik edilmeli.

AA: Son olarak eklemek istedikleriniz?
DC: Alerjiyle olan bu mücadelemde ve özellikle bizim için dönüm noktası olan Prof.Dr.Fügen Çullu Çokuğraş’ı bulmamda ve gitmemde destek olan Özlem Ceylan’a teşekkür ederim. Bu bloğu kurarak bir çok anneye yalnız olmadığını hissettirdiği, bilgilendirdiği ve farkındalık yarattığı için de ayrıca teşekkür ederim. Çocuklarımızın en kısa zamanda ağrısız, sızısız, sıkıntısız her şeyi yiyebilmesini diliyorum.

image

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s