Kenar

Özge ve Yiğit Ünlü’nün Hikayesi

image
Sevgili Özge Ünlü’nün hikayesi bize alerjinin teşhis edilmesi kadar yönetilmesinde de doktor payının önemini bir kez daha vurguluyor. Kendisine paylaşımı için teşekkür eder, hikayesinin bir çok anneye örnek olmasını dilerim.

AA: Kısaca bize kendinizi tanıtır mısınız?
ÖÜ: Merhabalar, 26 yaşındayım, laborantım. 3 yıldır evliyim.

AA: Kaç yaşında, kaç çocuğunuz var?
ÖÜ: 1,5 yaşında dünyalar tatlısı bir erkek evlada sahibim.

AA: Çocuğunuzdaki gıda alerjisi belirtilerini ilk ne zaman fark ettiniz?
ÖÜ: Doğumum sezeryanla gerçekleştiği için sütüm geç geldi, ben ne kadar hayır desem de çevremdeki büyüklerim mama takviyesi yapmamda ısrar ettiler. Aksi taktirde şekerinin düşeceğini ve sarılık olabileceğini söylediler. Hemşirenin getirdiği mamadan bir kaşık oğluma içirdim. Sonraları sütümün yanında takviye olarak mamaya da başladım. Oğlum sürekli fışkırtarak kusuyor, kucağımda nefessiz kalıyordu. Kaka sayısı çok fazla ve aşırı huzursuz bir bebekti.

AA: Teşhis koyulana kadar nasıl bir süreç geçirdiniz?
ÖÜ: 2,5 aylık olduğunda egzemaları başladı, ardından iki kaşının arası konak oldu. Bebeklerde böyle şeyler olur diye düşündüm ama alerji minicik yavrumun bedenini esir almaya çoktan baslamış bile…5 aylık olduğu zaman çok az karpuz suyu verdim, nereden bilebilirdim ki o bir damlacık karpuz suyu hayatımızı alt üst edecek. Karpuz suyundan sonraki kakası mukuslu ve kılcal damar şeklinde kırmızılıklar vardı. Yediğini çıkarttığını düşündüm. Ertesi gün tekrar denedim. Kakasındaki kırmızılıklar iyice artınca bezle beraber hastaneye gittik. Doktor dizanteri olabileceğini söyledi. Test yaptırdık, sonuç negatif. Ardından bir sürü yanlış teşhis ve tedavi… Yolunda gitmeyen birşeyler olduğunu çok iyi biliyordum ama elim ayağım bağlanmış gibiydi. Alerji ihtimali hiç aklıma gelmemişti ve hiç bir doktor da bunu dile getirmedi. Eşimin görev yaptığı hastanede pediyatri yoğun bakımda görev yapan Prof.Dr.Emine Polat oğlumun alerjisi olabileceğini söyledi ve bizi alerji polikliğine yönlendirdi. Yapılan tetkikler sonucu ve öykümüzün ardından alerji teşhisi koyuldu.

AA: Teşhis koyulduktan sonra nasıl bir yol izlediniz?
ÖÜ: Süt ve süt ürünlerine karşı diyete başladım, minik bebeğim de Neocate ile tanıştı. Bir süre böyle devam ettik ama bir arpa boyu yol katedemiyorduk. Oğlumun kucağımda nefessiz kalışları, pıhtı şeklinde kanlı, mukuslu kakaları, içi dışına çıkasıya kadar kusmaları iyice arttı. Tekrar doktor yolunu tuttuk. Diyetimi iyice katılaştırdım, aç gezdim. Ama yine olmadı, sebebini bilmediğim birşey oğlumun bağırsaklarını her gün kemiriyordu. Bitmek bilmeyen bir kanlı kakası vardı yavrumun. Günde 8 kere kanlı, mukuslu kaka…en son çare kolonoskobi dendi. Günlerce düşündüm, ağladım, dua ettim. Minicik yavrum bu yaşta kendinden büyük acılar çekecekti. Zor da olsa yaptırmaya karar verdim. Oğlumu kucağımdan aldılar ve benim yanımda anestezi verdiler, kuş gibi çırpınan meleğim bir anda sustu, gözlerini kapattı. O an dünyam başıma yıkıldı. Oğlum bir daha eskisi gibi olmayacak dedim…Bir hafta sonra sonuçlarımız geldi. Eozinofilik kolit dendi. Oğlum artık 1 yaşındaydı. Doktor düzelme olmayınca anne sütünü keselim dedi. Ben yüksek sesle bunu oğluma yapamayacağımı söyledim. Aslında yapacak başka birşey kalmamıştı, onun sağlığı için denemeye değerdi ama kararsızdım. Doktor 3 gün verme bakalım düzelecek mi dedi. Çaresiz kabul ettim çünkü yavrum kocaman kan pıhtıları çıkarıyordu kakasında. Her gece emme saatlerinde uyanıp ağladı bebeğim, onunla birlikte ben de tabi ama şükürler olsun 3.günün sonunda aylarca devam eden kan yok oldu.

AA: Size bu süreçte en çok destek veren kişi kim oldu?
ÖÜ: Bu süreçte en büyük destekçim biricik can yoldaşım, hayat arkadaşım eşimdi.

AA: Zamanı geri çevirebilme şansınız olsaydı alerji ile mücadelenizde neyi yapmak ya da yapmamak isterdiniz?
ÖÜ: Zamanı geri çevirebilseydim eğer ek gıdalara 6.ayın sonunda başlardım. Acaba alerjisi geçmiş midir diye düşünerek arka arkaya denemeler kesinlikle yapmazdım.

AA: Çocuğunuza alerjisini nasıl anlattınız? Bazı gıdaları yiyememesini nasıl açıkladınız?
ÖÜ: Oğlum küçük olduğu için onun yiyemeyeceği şeyleri cısss diye adlandırdık.

AA: Alerji ile yeni tanışan annelere neler önerirsiniz?
ÖÜ: Alerjiyle yeni tanışan annelere tavsiyem, sabırlı olmaları ve doğru doktor buldukları noktada kesinlikle onunla birlikte hareket etmeleri.

AA: Ülkemizde gıda alerjisinin daha iyi tanınması ve geniş kitlelerce anlayış gösterilmesi için sizce neler yapılmalı?
ÖÜ: Alerji konusunda bilinçsiz bir ülkede yaşıyoruz. İnsanlara durumumuzu anlatınca çok ilginç diye karşılık veriyorlar. Bence doğum yapan her anneye bu anlatılmalı ve alerjili bebek anneleri için seminerler düzenlenmeli.

AA: Son olarak eklemek istedikleriniz?
ÖÜ: Benim oğlum artık herşeyi yiyebiliyor. Bu herşeye bedel. O benim canımın canı. Sabrettik ve başardık. Sevgili anneler lütfen sabredin ve güçlü olun. Bu günler de geçecek. Rabbim başka dert vermesin…

image

Alerji Belirtileri Nelerdir?

DERİ

Ürtiker (kurdeşen), egzema (atopik dermatit), vücudun çeşitli bölgelerinde döküntü ve isilik tarzı kızarıklık, alacalı cilt görünümü, kaşıntı, kulak arkası kabuklanma, kafada konak tarzı kabuklanma, ciltte kuruluk ve pullanma, yanaklarda kızarıklık, göz, burun ve kulaklarda kaşınma, göz altı morlukları, gözlerde kızarıklık ve sulanma, göz altında ve kapaklarında şişme(anjiyoödem), alerjik göz nezlesi (konjonktivit)

image image image

image

SOLUNUM YOLLARI
Burun etlerinde şişme/tıkanıklık, şeffaf burun akıntısı, geniz akıntısı, sık hapşurma, alerjik rinit(alerjik nezle), astım, bronşit, tekrarlayan solunum yolları enfeksiyonları, tekrarlayan orta kulak iltihabı ve bademcik iltihabı, zatürre, sinüzit, hırıltılı/hışıltılı nefes, sık öksürük, nefes darlığı, ses kısılması veya kalınlaşması, havlama tarzı kuru öksürük, krup, geniz eti büyümesi, gece horlama, uyku apnesi

image image

SİNDİRİM SİSTEMİ
Mukuslu/ kanlı / köpüklü kaka (Bakınız “Kaka örnekleri” dosyası), cıvık ve kötü kokulu kaka, ishal, sık dışkılama, sert/topaklanan kaka, kabızlık, karın ağrısı, gaz sancısı, kolik, pişik, makat etrafında hare şeklinde kızarıklık ve pütürlenme/sivilcelenme, makatta çatlak, kakada gizli kan veya kalprotektin saptanması, mide bulantısı, fışkırır tarzda kusma, reflü ve gizli reflü belirtileri (Bakınız “Alerji Kökenli Reflü” dosyası)
Not: Sadece ağızdan alınan besin, ilaç ve katkı maddeleri gibi alerjenler sindirim sistemi üzerinde etki gösterir. Polen, ev akarı, ev tozu, küf mantarı, sigara dumanı vb. gibi diğer alerjenler sindirim sistemi kaynaklı tepki göstermez. Yani mukuslu kaka şikayetiniz varsa mutlaka ağızdan alınan alerjenler sorgulanmalıdır.

image image image

SİNİR SİSTEMİ
Hiperaktivite/dikkat eksikliği, agresyon/hırçınlık/saldırganlık, davranış bozuklukları, ince motor becerilerinde gelişim geriliği (kalem tutmak, yazı yazmak, makas tutmak, sınırlı boyama yapmak gibi), konuşma bozuklukları, depresyon, migren, insomnia(uykusuzluk), konsantrasyon eksikliği, dalgınlık/mahmurluk, hafızada zayıflama, zeka geriliği
Not: Besin alerjisi teşhisi koyulamaz veya çocuğun diyetinde kaçak olur ve uzun süre alerjen gıdaya maruz kalırsa sinir sistemi üzerindeki etkiler ortaya çıkar. Ancak bu etkiler kalıcı değildir, alerjen gıda kesildiğinde çocuk kısa süre içerisinde normale döner.

image image

DİĞER
Anjiyoödem (göz kapakları, ağız çevresi, genital bölge, el ve ayaklarda ödem), kulak çınlaması, kulaklarda dolgunluk hissi, baş dönmesi, özellikle uykuda aşırı terleme, sık uyanma, kilo alamama/gelişim geriliği, iştahsızlık, yemek seçme, ilerleyen yaşlarda şişmanlık, halsizlik, kas ve eklem ağrıları, sırt ve boyun ağrısı, sık ve ani idrar yapma ihtiyacı, asitli idrar yapma yani idrarın değdiği yeri yakması/pişik yapması, gece alt ıslatma, idrar tutamama, genital bölgede kaşıntı ve akıntı, tekrarlayan sistit (idrar yolları enfeksiyonu)

image image image

ANAFİLAKSİ
Anafilaksi kişinin alerjen ile temasından sonra, 5 dakika ile 2 saat içerisinde ani oluşan ciddi ve hayati tehlike taşıyan bir alerjik reaksiyondur. Belirtileri şu şekilde ortaya çıkar; Ürtiker, anjiyoödem, deride kızarma/kabarma(flushing), kaşıntı, dudaklarda, dilde ve boğazda şişme, seste kalınlaşma, boğazda tıkanma hissi, öksürük, hırıltılı nefes(wheezing), nefes darlığı, solunum yetmezliği, yutkunmada veya konuşmada güçlük çekmek, karın ağrısı, mide bulantısı, kusma, ishal, kas spazmı, terleme, dışkı veya idrar kaçırma, kalp atışlarında düzensizlik, tansiyon ve nabızda düşme, hipotermi (vücut ısısında düşme), baş dönmesi, baş ağrısı, gözlerde kararma, bilinç kaybı ve tepkiler kontrol altına alınamazsa ölüm

Anafilakside unutulmaması gereken en önemli husus, reaksiyon gelişme hızı ne kadar fazla ise ölüm riski de o kadar yüksektir. Bu durumda çocuğa hemen adrenalin içeren Epipen oto enjektör uygulanmalıdır. (Bakınız “Epipen nasıl temin edilir“, “Epipen kullanma talimatı“, “Anafilaksi acil eylem planı“) Tepkiler hafiflemediği takdirde 10-15 dakika sonra ikinci bir Epipen uygulanabilir ancak enjektör kesin önleyici bir çözüm olmadığı için anında 112 aranıp Ambulans çağırılmalı ve çocuğun solunum desteği alması sağlanmalıdır. Bekleme süresinde çocuk düz bir zemine yatırılmalı, ayakları baş bölgesiden yukarıda kalacak şekilde yükseğe kaldırılmalı, olası kusma ve tıkanma ihtimaline karşı baş ve gövde yana çevirilmeli ve dilde şişme varsa parmak ile bastırılarak soluk borusunu kapatmasına engel olunmalıdır. Eğer kalp atışlarında düşme ile beraber hipotermi başladı ise vücüt ısısını korumak için çocuğun üzeri battaniye ile örtülmeli, sıcak bir ortamda tutulmalıdır. Hiç bir anafilatik şokun evde kendi kontrolünüzde geçirilebileceği düşünülmemelidir çünkü vücudu normal döngüsüne döndürmek için Epipen iğne yeterli olmayabilir. Bu durumda gereken diğer ilaçlar sadece bir sağlık ekibi tarafından uygulanabilir. Ağızdan alınan antihistaminikler daha geç kana karışacağı için şokun engellemesinde işe yaramaz.

image image image

Not: Dosyada bulunan bilgiler hiç bir çocuk üzerinde teşhis koymaya ve tedavi uygulamaya yeterli değildir. Sadece bilgilendirme maksadı ile paylaşılmış olup alerjik reaksiyon saptayan ailelerin en kısa sürede uzman bir hekime başvurması gerekir. Tepkileriniz daha çok sindirim sistemi kaynaklı ise bir Gastroenterolog, deri üzerinde ise Alerji uzmanı, solunum sistemi üzerinde ise Alerji ve Solunum Yolu Hastalıkları uzmanına başvurmanız daha hızlı sonuç almanızı sağlayacaktır.

Sonuçta her alerjili çocuğun tüm bu tepkileri göstereceği genellemesi yapılamaz. Alerjik bir çocuk bu tepkilerden sadece bir kaçını da gösterebilir. Alerji kişiye özeldir.

Kaynaklar:
-Dr.Theron Randolph ( Harvard Üniversitesi mezunu ünlü Alerji uzmanı, 1906-1995 )
-Dr.David Buscher (Dr.Randolph’un öğrencisi, halen Washington’da kendi kliniğinde görev yapıyor.)
-Dr.Doris Rapp “Is this your child? Discovering and Treating Unrecognized Allergies” kitabı
-Prof.Dr.Yonca Tabak’ın Çocuklar ve Alerji kitabı
-Prof.Dr.Esen Demir ve Prof.Dr.Haluk Çokuğraş’ın Alerji konulu makaleleri
-Prof.Dr.Özkan Karaman’ın Anafilaksi konulu makalesi
Alerji ile Yaşam Platformu üyelerinin bizzat çocuklarında tespit ettikleri belirtiler

Alerjinin İç Organlar Üzerindeki Etkileri

MİDE
Mide asidi yediğimiz her türlü gıdayı eritme gücüne sahip bir asit salgılar. Bu asit sadece mide duvarını eritemez, delemez. Ama mide dışındaki tüm deriyi, eti yakıp eritebilecek güçtedir. Bu nedenle mideden dışarı sızmaması için mide kapakçığı bulunur. Mide kapakçığı sadece biz yemek yiyip yutkununca gıdayi içeri almak için açılır ve tek yöne çalışır. Ama kusma esnasında kapakçık ters yöne zorlanır ve hem kapakçığa, hem yemek borusuna hatta boğaza ve ağız içerisine değen asit değdigi yeri yakar. Zaten biz yetişkinler bile istifra ettiğimizde o acıyı hissederiz. Mide sıvısının mide dışına sızarak boğazda yükselmesine ve hatta bazen kusma ile dışarı atılmasına Reflü denir. Reflü ilerledikçe ve kusma olmasa bile boğaza asit geldikçe hem boğazda yaralar açılır, hem kapakçik eskisi gibi düzgün çalışamaz hale gelir. Bu nedenle sürekli asit kaçağı olur. Bu da özofajit denilen yemek borusu iltihaplanmasına neden olur. Aynı zamanda reflünün astım, sinuzit, farenjit, bronşit hatta diş çürüklerine bile neden olabileceği bilinmektedir. Reflü, boğaz duvarında kabarma/kızarıklık olup olmadığına bakılarak, hastanın şikayetleri dinlenerek ve gerekirse endoskopi yapılarak teşhis edilebilir.

image

BAĞIRSAKLAR
Midede parçalanan gıdalar gıdanın yapı taşlarına ayrılır ve 12 parmak bağırsağında bulunan ince kılcal tüpler tarafından emilerek kana karışır. Yani vitaminleri, proteinleri, mineralleri kısaca vücudun sağlıklı çalışması için gereken her türlü besini bu şekilde alırız. Alerjen gıda bağırsak duvarına temas ettikçe aynen pişikte gözle görüldüğü gibi bu yüzeyi de kabartır, kızartır, iltihap oluşmasına neden olur ki bu da kakada mukus olarak karşımıza çıkar. İlerlerse yaralar açilip kanama bile olabilir. Kanama 12 parmak bağırsağında olursa, kan kakada siyah renkli tanecikler şeklinde gözükür, kalın bağırsakta ise kırmızı kan olarak gözükür. Bağırsak yüzeyi bu şekilde bozulunca üzerinde gıdaları emen ince tüpler de hasar görür ve gıdaları ememez hale gelir. Bu nedenle çocuk sağlıklı beslense bile vitamin-mineral eksiklikleri başlar, hatta kilo alımı bile yavaşlar. Yani sırf yesin yarasın diye verdiğimiz A gıdasi diğer verdiğimiz tüm B, C, D… gıdalarının emilmesini de engeller. Mukuslu kaka uzun süre devam ederse ve kalın bağırsaklarda yaralar açılırsa vücut için gerekli olan Kalprotektin(calprotectin) proteini dışkı ile atılmaya başlar. Bu proteinin bağırsak duvarını bakteri ve mantarlardan koruyucu ve bağışıklık sistemini destekleyici etkisi vardır. Dolayısı ile vücuttan dışkı ile atılması bağırsakların iltihaplanmasına neden olur.

Kolit olarak adlandırılan bu iltihaplanma gaita testi ile kakadaki kalprotektin miktarı ölçülerek tespit edilebilir. Bu teste genelde Fekal kalprotektin testi denir. Bu test yeterli olmazsa kolonoskopik inceleme yapılması gerekebilir.

Bağırsak iç duvarında açılan yaralar

image

Özetlemek gerekirse besin alerjisi hafife alınacak, yesin de alışsın denilecek bir rahatsızlık değildir. Bu yüzden alerji ile yeni tanışan annelere ısrarla alerjen gıda yarar değil zarar getirir dememizin nedeni budur. Eğer çocuğunuzun sindirim sistemi kaynaklı tepkileri devam ediyor ve kilo alımı yavaşlıyorsa diyetinizi mutlaka doktorunuz ile gözden geçirmeniz gerekir. Ya diyet doğrudur ancak çocuk yeteri kadar besin alamıyordur ya da diyette bir hata vardir ki bu da çocuğun yediği diğer besinlerden de yararlanmasını engelliyordur.

Not: Yukarıdaki bilgiler muayenelerimiz esnasında Prof.Dr.Fügen Çullu Çokuğraş’tan aldığım bilgilerin derlemesidir. Ancak bu bilgiler hiç bir çocuk üzerinde teşhis koymaya ve tedavi uygulamaya yeterli değildir. Sadece bilgilendirme maksadı ile paylaşılmış olup alerjik reaksiyon saptayan annelerin en kısa sürede uzman bir hekime başvurması gerekir. Tepkileriniz daha çok sindirim sistemi kaynaklı ise bir Gastroenterolog, deri üzerinde ise Alerji uzmanı, solunum sistemi üzerinde ise Alerji ve Solunum Yolu Hastalıkları uzmanına başvurmanız daha hızlı sonuç almanızı sağlayacaktır.

Sonuçta her alerjik çocuğun sindirim sisteminde sorun yaşayacağı ve reflü, kolit gibi rahatsızlara yakalanacağı genellemesi yapılamaz. Alerji kişiye özeldir.