Sevgili Nesrin Alpay Engürel ile o kadar uzun zamandır tanışıyoruz ki Ömer elimize doğmuş gibi hissediyorum. Minik Ömer’in her geçen gün iyileşen, her geçen gün mutlu sona bir adım daha yaklaşan hikayesini bizlerle paylaştığı için Nesrin Hanım’a tekrar teşekkür eder, hikayesinin bir çok anneye örnek olmasını dilerim.
AA: Kısaca bize kendinizi tanıtır mısınız?
NE: Merhaba, ismim Nesrin Alpay Engürel, 34 yaşındayım. 14 yıldır sigorta şirketinde çalışıyorum. 3 yıllık evliyim.
AA: Kaç yaşında, kaç çocuğunuz var?
NE: 1 tane oğlum var, 10 gün sonra 20 aylık olacak 🙂 Adı Ömer.
AA: Çocuğunuzdaki gıda alerjisi belirtilerini ilk ne zaman fark ettiniz?
NE: Ömer’de ters giden birşeyler olduğu doğduğu andan itibaren belliydi. Hiç emmek istemedi. Normal doğum yapmıştım ama sütüm hemen gelmedi. Hemşirelerin sürekli odaya gelip süt gelsin diye yapılan masaja çabaya rağmen gelmedi. Öyle olunca da hastanede mama verdiler. Şimdiki aklım olsa asla verdirmez sağarak süt akışını sağlamalarını isterdim. Ertesi gün hastaneden çıkıp eve gelince serüven başlamıştı. Ömer sürekli ağlayan bir bebekti ters giden birşeyler vardı ama biz alerjiyi ancak 6.ayda yoğurt verince ve ardından kızarınca anlamış olduk.
AA: Teşhis koyulana kadar nasıl bir süreç geçirdiniz?
NE: Teşhis koyulana kadar çok zor bir süreç geçirdik.1 aylıkken boynunun altında başlayan egzema tüm vücuduna yayılmaya başlamıştı. Bir yandan emmek isteyip başını geriye atıp deli gibi ağlıyordu. Tabi ki herkes başımda bu aç doymuyor mama ver diyordu. Ama annem sağolsun asla mama verdirmeden bu süreçte benim psikolojimi sağlam tutmaya çalışarak ve benim yerime insanlar ile savaşarak bana destek oluyordu. Tabi çocuk doktorumuza düzenli olarak gittiğimiz kontollerde beni fazla hassas anne buluyor herşey yolunda erkek bebek gazı çok olur diyerek geri yolluyordu. Sonrasında kuzenimin tavsiyesi ile başka bir çocuk doktoruna daha gittik. Oğlum 1,5 aylıktı. Ben normal doğum yapmıştım ancak doğum esnasında gücüm kalmayınca vakumla müdahale olmuştu. Bu doktor bu detaya takıldı ve oğlumun başında bir yana doğru kayma vardı. Ve biz yeni birşey ile daha tanışıyorduk: Tortikolis (Eğri boyun) Eğer tedavi olmazsa boynunun eğri kalacağı ameliyatın bile çözüm olamayacağı belirtiliyordu. Ben bir yandan araştırıyor, bir yandan deli gibi ağlıyordum. Sonra bu iş için Acıbadem’de bir profesöre gittik, kendisi yurtdışındaydı yardımcısı bize baktı ve hiç unutmayacağım birşey oğlumun konakları gözüne kadar inmişti. Bu çocuğu da bir ara yıkayın diye dalga geçmişti benimle. O günü hastanedeki tüm doktorlara oğlumu göstererek geçirdik ve ama bir sonuç alamadık. Daha sonra eşimin ortopedist bir arkadaşı şehir dışından bize gelmişti onunla biraz daha rahatladık. Bazı egzersizler ile boyundaki sıkıntı geçmişti. Ben o ara oğlumun emmemesini boynunda ağrı olabileceğine yordum. Ta ki Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler kitabını okuyana kadar. Belli ki oğlumda reflü vardı ama bana kimse inanmıyordu doktorlar bile. Teşhisi zor olur her bebekte olur geçer diye geçiştiriliyordum. 6.ayına gelince çocuk doktorumuzu değiştirdik, en azından beni dinleyen anlayan anne olan yeni bir doktor ile sürece başladık…
AA: Teşhis koyulduktan sonra nasıl bir yol izlediniz?
NE: 6.ayda yoğurt ile teşhis koyulmuştu, doktorumuz ile telefonda görüştük, şehir dışındaydık bayram tatili nedeniyle. Sonra gelince muayene olmaya gittiğimizde genel anlamda detayları öğrendik, ben de bir yandan araştırmalar yapıyordum. Doktorumuz bana diyetten bahsetmemişti. Sadece oğluma süt ve yumurta içeren ürünleri vermemi söyledi. 9.ayda genel tarama testleri yaparken bunlara da bakacağımızı söyledi. Bir arkadaşımın oğlunda da varmış alerji, ilk onu aramıştım o da bana Fügen Hocadan bahsetmişti, pregomin mamadan bu sürecin zorluğundan diyet yapmam gerektiğinden. Onun sütü 3 aylıkken diyet ile kesilmişti ve o sadece pregomin ile beslemişti. Ben diyetimi yavaş yavaş oturtabilmiştim kendimce çabalıyordum. Bu arada doktor arıyordum ve tavsiye ile Yeditepe Üniversite Hastanesine gittik. Egzemamız kötü boyuttaydı artık uzman gerekiyordu. Egzema için ilaçlar, kremler ile yeniden yapılacak yoğurt denemesi ile oradan ayrıldık. Ve evde yoğurt denememiz kabustu. Oğlum deli gibi kustu gözü kan çanağına döndü çok kötü bir gündü. Benim yolum alerjili anneler ile kesişince hayatımız daha düzene girdi. Şimdi de Fügen Hocam ile yolumuza devam ediyoruz reflü tedavimiz onun kontrolünde, alerjimiz yeni testlere göre artış göstermiş ama emin ellerdeyiz o önemli…
AA: Bu süreçte sizi en çok zorlayan etken ne oldu?
NE: Bu süreçte beni zorlayan çok şey oldu.Herşeyden önce oğlum beni hiç emmek istemedi ancak gece uykulu iken zar zor azıcık emiyordu. Gündüz ne yapsam da asla emmiyordu. 4 ay zar zor ağlaya sızlaya emzirmeye ya da sağıp kaşıkla vermeye çalıştık. Biberona alışırsa emmez diye zorla emzirmeye çalıştım. Ama baktım o da ben de yorulduk pes ettim ve sağmaya başladım. 14 ay sağarak verdim ama günden güne azalan sütüm artık 18.ayda tamamen bitti. Ek gıda süreci zorladı benim süt alerjisi sandığım oğlumda aslında çoklu besin alerjisi varmış. Ne versek dokunuyordu. Çok zor pişiklerle ile uğraştık hala da yeni birşey denesek ve dokunsa pişik 10 günden önce geçmiyor.
AA: Size bu süreçte en çok destek veren kişi kim oldu?
NE: Bu süreçte en büyük destekçim canım annem oldu. O olmaysaydı bu süreci çok daha zor ve çok daha yıpratıcı atlatırdım. Çok güçlü, çok sabırlı ve çok ama çok iyi bir annem var. Allah onu başımdan eksik etmesin.
AA: Zamanı geri çevirebilme şansınız olsaydı alerji ile mücadelenizde neyi yapmak ya da yapmamak isterdiniz?
NE: Zamanı geri çevirme şansım olsaydı sütümü daha sık sağar, daha çok biriktirirdim. Besinleri sakin sakin bir liste tutarak, tüm tepkileri yazarak denerdim ve emin adımlar ile giderdim. Bana yol gösterek bir doktor ile daha erken bu yola çıkar, beni tatmin etmeyen doktor ile boşa zaman harcamazdım. Ve sizin gibi harika anneler ile daha erken tanışabilmeyi isterdim.
AA: Çocuğunuza alerjisini nasıl anlattınız? Bazı gıdaları yiyememesini nasıl açıkladınız?
NE: Oğlum alerjisini tam olarak anlayacak yaşta değil ama yine de anlatmaya çalışıyorum. Ben de onunla 1 yıl diyet yaptığım için menümüz ona uygundu genelde. Onun yediğinden yerdim ben de. Ama şimdi de ona alternatif yapmaya çalışıyorum. Mutlaka masada onunla ortak yiyeceğimiz bir besin oluyor. Çok ağlar çok ısrar ederse bu acı dediğimiz de oluyor bazen ama mümkün mertebe onu biraz daha büyüyünce yiyebileceğini kendimce anlatıyorum.
AA: Alerji ile yeni tanışan annelere neler önerirsiniz?
NE: Alerji ile yeni taşınan bir anne için en önemli şey ona iyi yol gösteren bir doktor ve bu yolda da emin adımlarla sakince yürüyebilmek için büyük sabır. Alerji gerçekten de sabır işi. Ama alerjiye ilişkin ne öğrenebiliyorlar ise öğrensinler bilginin sonu yok. Küçücük bir bilgi bazen tüm hayatı bile değiştirebiliyor.
AA: Ülkemizde gıda alerjisinin daha iyi tanınması ve geniş kitlelerce anlayış gösterilmesi için sizce neler yapılmalı?
NE: Ne yazıkki alerjinin sadece kaşıntıdan ibaret olduğunu düşünen bir toplumuz. Devletin de bu konuda hiçbir çabası yok. Anne sütünün önemini anlatan ne güzel reklamlar oluyor. Arada da böylesi sağlık bakanlığı imzası taşıyan tanıtımlar olsa, az da olsa insanların aklında birşeyler kalsa. İlla öğrenmek için yaşamak gerekiyor. Bazen öyle insanlar oluyor ki siz de yaşayın da görün bile dedirtiyorlar bana. Alerji çok hassas bir durum en azından kiminde bu durumda yaşanılacak ağır tabloların bir şekilde topluma öğretilmesi gerek. Ve en önemlisi çocuk doktorları. Ben özel ve adıyla ün yapmış bir hastaneye gitmeme rağmen çocuk doktorumuz bize asla birşey anlatmadı. O kadar tepkilere sıkıntılara rağmen. İlk olarak çocuk doktorlarından başlanabilir. Aşılar gibi tanıtım broşürleri olabilir. Bu işe biz annelerin el atması gerek 🙂
AA: Son olarak eklemek istedikleriniz?
NE: Ben bu yolda yürürken bana destek olan tüm annelere teşekkür ediyorum. Umarım ben de bir şekilde birilerine yardımcı olabiliyorumdur. Tek isteğim tüm kuzuların alerjisiz yarınlara varabilmeleri…Herkese sonsuz sevgiler…